SPOR

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Spor yazarları Fenerbahçe- Göztepe maçını yorumladı

Spor yazarları Fenerbahçe'nin Kadıköy'de kazandığı Göztepe maçının ardından önemli değerlendirmelerde bulundu.

Yazarların görüşleri şu şekilde:

Sınırlı yetenek, sınırsız istek - Gürcan Bilgiç (Sabah)

Muhtemelen Aykut Kocaman'ın defansı çalışması için yaptığı programda, "Nasıl yapalım da rakibe gol fırsatı verelim" bölümü var. Sezon başından beri yenilen goller, hesapsız kayıplar; hepsinin altına bir "sarsaklık" yazabiliyorsunuz. Düşünsenize; Fenerbahçe'nin rakibi olan takımın teknik direktörüsünüz, defansınızıorta sahanızı organize ediyorsunuz ama forvete özel çalışma yok. "İki bek var (İsmail-Isla), onları takip edin, bir türlü size pas atacak, fırsat vereceklerdir" konuşması yapmanız yeterli. Oyuncunuz da biraz akıllıysa, beklediğini bulacaktır zaten.

Fenerbahçe için iyi veya kötü oynadı yorumu yapmak göreceli. Şu net ki; rakibinden daha etkili değildi. Yine de direkten dönen topu var, 14'te de yakaladığı golü... Kendi sahasında, kapanmayı birinci taktik yapmış Göztepe'ye karşı, en uygun ortamı oluşturdular. Sonrasında geveleyen oyun içinde kaçan golden ziyade, rakibin değerlendiremedikleri üstüne oluşuyor oyun kurgusu. Orta sahayı çabuk ve etkili geçiyor Göztepeli oyuncular, sadece Mehmet Topal ile duruşu var Fenerbahçe'nin. Josef De Souza ortalarda yok. Baskıda da göremiyoruz, savunmanın önemli pozisyonlarında da. Gençlerbirliği maçına götürmemişti Souza'yı Kocaman. Transferi gündemdeydi. Hafta içinde de Valencia'nın talebi olduğu konuşuluyordu. Souza maçı beklendiği gibi yaşamadı.

En önemli not kazanma arzusunun yüksekliğiydi. Yetenekleri tartışabiliriz ama oyuncuların sonucu değiştirmek için gösterdiği çabanın da altını çizmeliyiz. Göztepe, defansını bu arzu karşısında ceza alanına kadar çekmek zorunda kaldı ve özellikle sağ kanat ortalarında pozisyon vermemeye çalıştı.

Maçın dersi ise Dirar'dı. İyi oynamadı, çok top kaybetti, 90 artı 3'te top ayağına geldiğinde protesto ıslıkları geliyordu. Etkili ortasına, ters vuruş golü getirdi. Böylesine çabuk tüketen ve öfke diliyle gündemi yorumlayan arkadaşlar; takımınızın formasını giydiği sürece, oyuncunun arkasında olun. Sonra "layık" görmediğiniz futbolcunun golüyle sevinerek eve gider, "ayıp ettik galiba" diyebilirsiniz.

Aykut Kocaman ve doğruları - Rıdvan Dilman (Sabah)

Türkiye Ligi bu sene çok zor geçecek. Barış ve dostluk dolu bir ikinci yarı diliyorum. Fenerbahçe'nin de 6 haftalık ciddi bir periyodu var. Aslında ligde devre arası Fenerbahçe için handikaptı. Trabzonspor için de öyle. Çünkü iki takım da ritimlerini bulmuştu. Ama gördüğümüz kadarıyla kaldığı yerden devam ediyor sarı-lacivertliler. Özellikle maçın ilk yarısında çok güçlü, sert, top rakipteyken agresif bir takım gördük sahada..

Aykut Kocaman dünkü ilk 11 tercihiyle, 'Valbuena benim oyunumda yok' mesajını verdi. Fernandao kararı da öyle. Bunlar kolay kararlar değildir. "Benim böyle bir oyunum var ve bunu kabul edeceksiniz' diyor Kocaman. Beğenseniz de beğenmeseniz de böyle. Kazanan haklıdır ve Kocaman da oyunsal anlamda haklı çıktı. Oyuna bakarsak ilk yarı 3-1 bile bitebilirdi. İkinci yarıda skor eşitlenince Valbuena ve Soldado girdi ve çift santrfora döndü. Dün kazandı ama önümüzdeki hafta yine Valbuena ve Soldado kenarda oturacak gibi gözüküyor.

İnsanlar da buna inanmak zorunda artık... Son bölümde 4-2-4'e dönüp 5 tane atsa bile Kocaman'ın doğrusu bir gol attığı ilk yarıdaki diziliştir.
Benim enteresan tespitlerim var. Mesela dün oynayan 11'e bakarsak üç oyuncuyu, Anadolu'da başka kulüp forması altında görebilirdik.
Fernandao gibi, Aatif gibi, İsmail gibi... Kimse de 'Bu oyuncuları niye verdik?' demezdi. Bunun üzerinden önümüzdeki haftalarda daha çok konuşulur. Yönetmek antrenörlükte en önemli şeydir.

İlk 8 haftada oynanacak maçlar, ligin kaderini belirleyecek. Ben fikstür olarak bakarsak, Galatasaray'ı bu 8 hafta sonunda lider olarak görüyorum.
Ama o arada farkı açamazsa sonra onlar için zorlu bir süreç başlayacak. Fenerbahçe deplasmanda kazanabildiği kadar kazanmalı.
Trabzon'da kazanamazsan kayıp değildir Fenerbahçe için. Ama içeride kaybedersen çok önemli. Taraftar sayısı 30 bini geçtiği anda Fenerbahçe kaybetmez. Dün de 34 bin biletli seyirci vardı ve kazandılar. Takım için ciddi anlamda itici bir güçtür taraftar.

Bunu da Kadıköy'de bir kez daha gördük. Gördüğüm kadarıyla Fenerbahçe transfer yapmayacak. Aykut Kocaman'ın, devre arası için başkan Aziz Yıldırım´a söylediği söz şu: "Bana oyuncu alma, yeter ki oyuncuların taksitlerini geciktirme." Zaten o da ödeniyor. Devre arasında denizin bittiğini gördük. Başakşehir, Arda Turan'ı aldı. Beşiktaş da 'Eto'o'yu alacak' duyumlarını aldım.

İstek ve karakter - Serdar Ali Çelikler (Habertürk)

Bir takım bir maçı kazanmak için neler yapmalıdır? Teorik olarak hücum ederken istekli olmalı, rakip alanda çoğalabilmeli ve rakibine de mümkün olan en az sayıda pozisyon vermeli. F.Bahçe aynen bunu yaptı. Göztepe’ye neredeyse pozisyon vermediği, önde baskılı oynadığı, dönen topları aldığı, son derece baskılı, henüz 15. saniyeden itibaren üretime başlamış çok iyi bir ilk 30 dakika geçirdi. Duran top başarısını atılan golle devam ettirdiler ve çok bariz bir pozisyonu daha gole çeviremediler. Artık söylemekten yorulduk ve belli ki Kocaman’ın fikri de değişmeyecek. Aatif ve Dirar kanatta iken; Topal orta ikilideyken çok fazla top kaybı yapan bir takım görüntüsü ile üretim devamlılığı sorunu yaşanmaya devam edecek. Ama dün müthiş oynayan Fernandao ile rakip alanda yeterli derecede top tutulabildi.

2. yarıda yenilen gol tamamen bireysel hata ile geldi. Bu dakikadan sonra Kocaman kendini tekzip edercesine hem Soldado’yu hem de Valbuena’yı birden oyuna soktu. Aatif ve Isla çıktı; Dirar bence oynayabileceği tek yer olan sağ beke geldi. Yani bir anda Giu-Valbuena-Soldado-Fernandao dörtlüsü sahada kaldı. Kocaman’ın kendini inkarı işte buradaydı. Madem Valbuena oyun disiplini sorunu yaşıyor, o zaman risk almak gerektiğinde oyun disiplinini bozduğu iddia edilen Valbuena neden oyuna sokuluyor? Tüm bu ifrat-tefrite rağmen bu dönemde de gereken yapıldı. Yine çok üretildi. Ama Göztepe 84’de galibiyet golünü kaçırmayıp içeri atsa Kocaman muhtemelen kendini suçlar ve “Bu kadar çok hücumcu ile oynarsak işte böyle gol yeriz” derdi. Ama risk yoksa kazanç da yok. İşte 4 hücumcu (Giu yerini Alper’e bıraksa da diziliş 4-2-4’tü) sahadayken bindiren sağ bekin ortasında gol geldi. Açıkçası galibiyet Fenerbahçe’nin hakkıydı. Göztepe tesadüfi golü sonrası hiç ama hiç top tutamadı. Tamer Tuna’nın hücum planı neydi gerçekten merak ettim. F.Bahçe 4-5 net pozisyon bulduğu; 2 gol attığı sadece 2 pozisyon verdiği maçı kazanmalıydı. Olması gereken de oldu.

FERNANDAO
Uzun süredir oynamamasına rağmen müthiş bir maç çıkardı.

SKRTEL
İsmail hatalı ama Skrtel hakikaten iyiden iyiye kötüye gidiyor.

Fenerbahçe'nin "zaferi"!.. Ercan Güven (Milliyet)

"Zeytin Dalı Harekatı” ile kahraman Mehmetçik sel olup teröristin üzerine akarken eş zamanlı Fenerbahçe-Göztepe maçına insanın iştahı azalıyor ama hayat böyle bir şey işte... Bir ülke ne kadar büyükse, gündelik işlerle beka sorunları o kadar koşut yürüyor.
Biz kahramanlarımızın gazası mübarek olsun diyelim ve zaferlerin şehitsiz kazanıldığı futbol sahalarına dönelim.
Ya da Fenerbahçe’nin zor güç kazandığı “zafere”!

İlk yarının flaş takımı Göztepe karşısında Fenerbahçe’nin “kazanmaktan başka çaresi olmadığı” maça başlangıcı tek kelimeyle fantastikti...
Hem tempo hem kurgu hem de arzu olarak fantastik... Bir kere sezon başının tartışmalı, sakat hatta gitmesi olası futbolcuları İsmail, Mehmet Topal, Aatıf sahada, sezon başının yıldızları Valbuena, Soldado kenardaydı.

Belki bu sebepten belki de devre arasında depolanan enerjiden Fenerbahçe müthiş hızlı başladı. Pas oyununu süratle birleştirdi.
Hemen her hücumda ön tarafı dörtledi. Orta sahadan yardım aldı. Bekler oyuna katıldı.
Yirmi dakika rakibin oynamasına bile izin vermedi ev sahibi.

Ve semerisini gördü... Fenerbahçe’nin ilk pozisyonu 15. saniyede, golü 15. dakikada korner atışında Fernandao’nun kafasındandı.
Fernandao uzun bir sakatlık devresinden sonra adeta futbola acıkmış gibi oynuyor, Giuliano oyun zekasıyla, Aatıf gayretiyle dikkat çekiyordu. Orta sahada Topal ve Josef hücuma katkı yaptığında ortaya alışılmadık bir şekilde rakip kalede çok kalabalık Fenerbahçe çıkıyordu.

Üç net gol pozisyonu bulduğu 20 dakikadan sonra Fenerbahçe gözle görülür şekilde eski haline doğru geriledi, oyunu geride kabul etmeye başladı. İkili mücadeleler kaybedilmeye, pas hataları yapılmaya başlandı. Yan paslar, geri paslar hortladı. Sebeplerden biri galip durumdaki Fenerbahçe’nin skoru koruma isteği olsa da ikinci ve asıl neden oyunu daraltan özellikten soldan çok iyi top taşıyan Göztepe’ydi. Soyunma odasına endişeyle gitmiş olmalı Fenerbahçe... Çünkü çok iyi başlayıp bozulan futboluyla makine gibi çalışan Göztepe karşısında galibiyeti koruması zor olacaktı.

Yine de aynı kadro ile devam dedi Fenerbahçe teknik direktörü... Ve korktuğu 59. dakikada başına geldi Fenerbahçe’nin... Hem de eski ve çok vahim arıza bireysel hata “gurupsal hataya” evrilip Fenerbahçe savunması birbirine girerek... Poko fırsatı değerlendirip beraberlik golünü attığında Aykut Kocaman’a bir tek şey kalmıştı; hamle yapmak. O da iki hamle birden yaptı... Isla ve Aatıf’ı alıp, Soldado ile Valbuena’yı sahaya sürdü. Kocaman’ın planı her ne ise birkaç dakika sonra sakatlanıp yerini Alper’e terk etmek zorunda kalan Giuliano ile bu plan da değişti muhtemelen. Mutlaka kazanması gereken ikinci devrenin ilk maçında artık sahada topu taşıyanların çoğaldığı atacak olanların pek de hazır olmadığı bir Fenerbahçe vardı. Üstüne de “telaş”...

74’de Valbuena’nın serbest vuruşuna dokunamayan Fenerbahçeliler, 78’de Soldado’nun vuramadığı kafa, 83’de Roman’ın kale dibinden ağları bulamadığı, 88’de Josef’in tribünlere gönderdiği şutlar var mesela. Deneyen yapar derler... Ve karşılaşma tuğla duvar gibi kapanmış Göztepe karşısında Soldado’nun 93’de attığı golle zafere döndü. Ya bundan sonra?.. Orası meçhul... Gelecek haftalarda Trabzonspor, Başakşehir ve Beşiktaş ile deplasmanda olmak üzere altı var oluş mücadelesi verecek Fenerbahçe yolun ikinci yarısına iyi başladı ama henüz ideal haline gelememiş ne yazık ki.

Olumlu bakmak - Şansal Büyüka (Milliyet)

Aykut Hoca maçtan önce “futbola biraz daha olumlu baksak“ dedi... Buna yürekten katılıyorum... Yıllardır kötüden beslendik, futboldaki güzelliklere “cimri“ kaldık. Fenerbahçe‘nin Göztepe maçını izlerken, maçın her dakikasına Aykut Hoca‘nın “futbola biraz daha olumlu yaklaşsak“ cümlesini hatırlayarak baktım...

Üstelik Fenerbahçe maça ciddi anlamda ve en karamsarların bile son derece olumlu yaklaşacağı bir başlangıç yaptı. Daha 15. saniyede direkten dönen top, birbiri ardına gelen hızlı hücumlar, rakibe sahanın her yerinde basma anlayışı, Fernandao’nun hava toplarındaki etkisi ve erken gelen gol kötüden beslenenlere bile iyi bir Fenerbahçe vadediyordu...

Ama bu Fenerbahçe görüntüsü ilk 30 dakikada bitti... Sonraki dakikalarda kötülerin beslendiği, her fırsatta eleştirmeyi alışkanlık haline getirenlerin eline bolca malzeme veren bir Fenerbahçe görüntüsü ortaya çıktı.

Örneğin, bu kadar baskılı oynarken, Giuliano‘nun direkten dönen topu ve Fernandao golü dışında pozisyona giremedi Fenerbahçe... Fernandao rakip ceza alanı çevresinde son derece yalnız kaldı... Kenarlardan tek yüksek top alamadı... Kimdi hatırlamıyorum, bir arkadaşım “Giuliano gol atmazsa, o maçta sahada göremezsiniz“ demişti... Göztepe maçında baktım, gerçekten öyle. Bu kadar baskıya rağmen bakıyorsun, rakip savunmanın arkasına top atacak oyuncu yok... Fenerbahçe ceza alanı çevresinde oynuyor, yirmi pas yapıyor ama bunlardan birinde bile savunmanın arkasına pas atamıyor... Baktım, özellikle ikinci yarıda Göztepe çok net bir- iki pozisyon yakaladı...

Bu arada yeni transfer Poko oyuna niye ilk onbirde başlamadı, niye bu kadar oyuna geç alındı anlamadım... Bunu söyleyince Fenerbahçeliler kızıyor ama ortada bir gerçek var: Fenerbahçe‘de kilitlenen oyunu çözecek, pozisyon yaratacak, futbol takım oyunu olsa bile, sıkıntılı geçen maçlarda takımı o sıkıntıdan çekip çıkartacak kaliteli oyuncu eksikliği var... Son dakikalarda gelen Soldado golüyle kazanmak elbette çok güzel, çok değerli ve kıymetli... Ama Fenerbahçe şampiyonluk mücadelesinin içinde devam etmek istiyorsa oyununu daha fazla geliştirmek zorunda... Aykut Hoca‘yı sıkıntılarla geçen maçı özellikle son bölümde elinde ne kadar hücumcu varsa sahaya sürerek kurtarmasını önemsiyorum... Buna rağmen ne kadar olumlu bakarsanız bakın, olumsuzlukların da fazla olduğu bir Fenerbahçe izledik... Aykut Hoca‘ya “futbola olumlu bakmak, olumlu konuşmak“ konusunda yürekten katıldığımı bir kez daha belirteyim... Ama “konuşana değil, konuşturana bak“ diye de bir gerçek var... Biraz daha iyi, biraz daha etkili futbol Aykut Hocam... Fenerbahçe‘nin bu son dakika galibiyetine rağmen, halen buna ihtiyacı var...

Baskının karşılığı galibiyeti getirdi - Ömer Üründül (Sabah)

Fenerbahçe daha 15. saniyede Giuliano ile direğe takıldı. Ardından istekli ve tempolu bir futbol sergilemeye başladılar. Bunun sonucu duran topta Fernandao'nun kafasıyla skor avantajı yakaladı. 25. dakikaya kadar tempo ve pozisyon bulma girişimleri devam etti. Bu bölümdeki tek olumsuzluk Halil'in 3 tane kişisel girişiminin engellenemeyişiydi. Devre ortasından sonra Göztepe oyunun kontrolünü eline aldı ve baskı kurdu. Bu da normaldi çünkü her zaman vurguladığım gibi, F.Bahçe kadro yapısı, oyuna sürekli hükmetmeye uygun değil. Göztepe'nin atak girişimlerinde geride alan daraltarak herhangi bir ciddi tehlike yaşanmaması olumluydu. İkinci yarıda da maç dengeli başladı.

Ancak müşterek bir defans hatasıyla F.Bahçe adeta rakibine bir gol hediye etti. Bundan sonra Aykut Kocaman'ın iki hamlesi gündeme geldi. Valbuena ve Soldado'yu aldı ve çift santrforlu düzene döndü. Son 20 dakika doğal olarak F.Bahçe yoğun bir baskı kurdu.
Ancak Göztepe'de bu sene yeni oluşmuş bir kadroya sahip olmasına rağmen sürekli olumlu mesafe kat eden bir takım oyununa sahip ve de iyi savunma yapıyorlardı. Ama Fenerbahçe temposunu artırarak mutlak galibiyet peşinde koşuyordu. Ancak bu arada da maçın kırılma anını yaşadık. Ani bir Göztepe kontratağında belki de 90 dakika içindeki en net pozisyon oluştu. Ancak değerlendiremediler.

Sonunda Fenerbahçe istekli baskısının karşılığını aldı ve aranan gol bulundu. Aslında F.Bahçe dün iyi bir rakibe karşı genelde iyi oynadı, iyi mücadele etti. Yediği gol rakibe hediye edilmiş bir goldü. Bunun dışında da son bölümdeki baskıda bir kontratak fırsatı verdi. Kondisyon olarak iyi gözüktü, son ana kadar da yüksek tempo ile golü aradı. Fenerbahçe'nin dünkü galibiyeti çok önemliydi. Çünkü bu yarıda ilk 7 haftada direkt zirve rakipleriyle 3 deplasmanı var. Daha ilk başta evinde puan kaybetmek ciddi bir moral bozukluğu yaratabilirdi. Göztepe de iyi mücadele etti. İlk yarıdaki deplasman karneleri de çok iyiydi. Az kalsın Kadıköy'de 1 puanı alıyorlardı.

Yerel Seçim 2024


Takım
O
Av
P

En Çok Aranan Haberler