SPOR

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Spor yazarları Fenerbahçe- Sivasspor maçını yorumladı

Spor yazarları Fenerbahçe'nin Sivasspor'u 4-1 yendiği maç hakknda değerlendirmelerde bulundu.

Yazarların görüşleri şu şekilde:

Kara bulutlar artık dağıldı | Ersin Düzen - Vatan

BU sezon İstanbul’daki 3 statta da maç izledim. Vodafone Park ve Türk Telekom Stadı’nda taraftarın takımına olan inancını, rakipler ve hakem üzerindeki baskını hissediyorsunuz. Tıpkı bir zamanlar Kadıköy’de olduğu gibi! Beşiktaş ve G.Saray’ın puan kaybettiği haftada tribünler boş, taraftarın mesajı açık; aramız bozuk, kazan ve gönlümü al…

Fenerbahçe'de 5 futbolcu uzun zaman sonra forma giydi. Maça başlayış ve ilk yarıdaki genel görüntü olumluydu. İsmail ve Şener’in öne çıkışları, Aatıf ve Dirar’ın hareketli hali sarı-lacivertlilerin orta sahayı ele geçirmesini sağladı. F.Bahçe hücumda görünse de, pozisyon üretemedi. Çünkü, kenar ortaları verimli değildi, ceza sahasına topla veya topsuz giren kimse olmadı ve Sivasspor takım halinde iyi savunma yaptı.

YÜZDESİ YÜKSEK!
Fenerbahçe uzun zamandır, girilen pozisyonları gole çevirme yüzdesinde en yüksek takımlardan biri. Yani, topu tehlike bölgesine sokabilirse öyle ya da böyle gol atıyor. Aykut Kocaman’ın çözmesi gereken sorun da bu. Dar alanda, daha hızlı oyun ve pas trafiği, birbirine daha yakın oyuncular...

Sivas maçındaki 2 gol F.Bahçe’ye maç kazandırır, şampiyonluk yarışında olmak için fazlası gerekir. Dünün önemi, Kocaman’ın alışkanlığının dışında oyuncu değişikliğiydi. Bana göre kader anı, Janssen oyundayken, Soldado’nun girişiydi.

BU hamlenin hemen ardından golün gelmesi değil kastettiğim, kenarlardan gelen toplarda içeriye bir kişi daha fazla oyuncunun girmesi, rakibe baskıyı hissettirebilmek, hataya zorlayabilmek, dönen topları daha kolay alabilmek…

Soldado kara bulutları şimdilik dağıtırken, son 5 haftanın en formda ekibi Sivasspor’a neredeyse hiç pozisyon verilmemesi dünün bir başka olumlu yanıydı. Bifouma’nın kırmızı kartı, Samet Aybaba’nın geçmiş maçlarda da yaşadığı sıkıntılardan. Oyuncuları en kritik anlarda hep atılıyor, bu 3 oldu.

Fitili Soldado ateşledi | Ediz Sırapınar - Milliyet

Lider Galatasaray’ın üç puan bıraktığı, Beşiktaş’ın sahasında takıldığı bir haftada Fenerbahçe için “bulunmaz Hint kumaşı” gibiydi Sivasspor... Alınacak bir galibiyet, gidip-gelmeleri alışkanlık haline getiren, kariyerini Başkan’a zimmetleyen hem Teknik Direktör Aykut Kocaman’a önemli bir kredi olacak, hem de özgüveni dibe vuran sarı-lacivertli takıma yeni bir başlangıç sağlayacaktı... İşin açıkcası asıl hedef iyi futboldan çok tekrar şampiyonluk yarışına katılmaktı... Ruhsuz, bitkin dolaşmak yerine rakibi ısıran, Mehmet Topal-Souza ikilisi ile Sivasspor’u orta alanda karşılayan, ön bölgedeki presle direkt kaleye gitmeye çalışan bir takım izliyorduk... İlk kez forvet arkasında görev yapan Giuliano o beklenen 10 numara katkısını sağlayamasa da geçmiş maçlara oranla daha verimliydi... Ancak tüm artılara rağmen kalite eksikliği ve aşırı telaş üretkenliği engelliyordu...

Takımın rakip ceza alanına belki de en kalabalık geldiği bir pozisyonda Dirar skor avantajını getirdi... Bu golden sonra devre bitimine kadar topa daha çok sahip olmak isteyen bir Sivasspor gördük. Nitekim ilk yarının son saniyesinde yüzde yüz bir golü kaçırdılar... Aynı anlayışla girdikleri ikinci yarının hemen başında eşitliği sağladılar...

Bu gol hem kulübede, hem tribünde, hem de takım üzerinde şok etkisi yaratsa da krizden çabuk çıkıldı... Aykut Kocaman’ın zamanında yaptığı Soldado hamlesi oyunun tüm seyrini değiştirdi. İspanyol topla ilk buluşmasında şeytanın bacağını kırarken kendisini gecenin kahramanlığına soyunduran perdeyi de aralıyordu... Sivasspor’un 10 kişi kalmasıyla iyice rahatlayan Fenerbahçe, 20 dakikada hat-trick yapan Soldado ile sezon başından bu yana beklenen patlamanın fitilini ateşledi sanki...

Bu galibiyet ile Fenerbahçe’de her şey güllük gülistanlık olmadı tabii... Fenerbahçe’nin insanları kahretme nedeni mevcut potansiyelin bir türlü sahaya inmemesiydi. Olup da işe yaramayan şey çıldırtıyordu herkesi! Bu yeteneksizlikten miydi, kötü niyetten mi, bu saatten sonra önemi kalmadı...

Bir lastiği patlak, bir lastiği inik Fenerbahçe erken otoparka girmek istemiyorsa hem bu iştahını, cesaretini korumalı hem de asıl itici gücü olan taraftarına kavuşmalı... Bu takım en hayati eksiği olan seyircisini de yanına alabilirse bu lig daha şenlikli geçebilir... Fenerbahçe şu ana kadar iki kişi eksik oynuyordu... Biri taraftar, biri başkandı... Başkan Osmanlıspor maçı sonrası başlayan krizi iyi idare ederek yeniden sahalara döndü... Sıra Fenerbahçelilere geldi...

Değişim kafada | Ercan Güven - Milliyet

Hani olmasa “canı sağ olsun” deyip herkes yeni sezona, yeni futbolculara hatta yeni hocaya bakabilirdi... Ama ne Fenerbahçe geride kalan 11 haftanın takımıydı ne de kadrosundaki futbolcular ortaya koydukları performansın adamıydı... Taraftarı küstüren, tribünü kızdıran, yorumcuyu bezdiren berbat düzen, Sivas maçının düdüğü ile bir anda değişti adeta... On saniyede pozisyona girdi Fenerbahçe iyi mi? Eski Fenerbahçe gitmiş, yerine iştahlı, hareketli, baskı yapan bir takım gelmişti. Kimse toptan saklanmıyordu artık... Tersine, cezası olmasa topu ısıracaklardı! İkili mücadele, ara toplar, hızlı koşular, önde çoğalma, hepsi vardı.

44. dakikada Sivas’ın gol şansını çıkarırsanız tek kale oynanan bir devre. Ardından dörde kadar uzanan final... Ne değişmişti peki Fenerbahçe’de? Üçü mecburiyetten, üçü Aykut Kocaman’dan altı futbolcu... Altısı da zamanında denenmiş ve verimsiz bulunmuş futbolculardı ama… Kalede Volkan, Isla’nın yerine Şener, Neto’nun yokluğunda Roman, Hasan Ali değil İsmail, Ozan kenarda Mehmet Topal sahada ve Valbuena yerine Aatıf... Kapalı savunmayı açamayan, açmaya çalışırken pozisyon veren, kaleye zor giden, gidince sonuca ulaşamayan, skor bulsa koruyamayan, ne topu ne oyunu tutabilen Fenerbahçe’nin “eskiye dönüşle” yenilendiğini iddia etmek saçmalık olur tabi...

Aykut Hoca, Giuliano’yu Janssen’in arkasına koymaktan başka oyun formatında da bir değişiklik yapmadığına göre... Maçın ilk yarısında ligin ilk yarısının en iyi futbolunu oynayan, ikinci yarı hiç olmadığı kadar skor arayan Fenerbahçe’yi “onaran” hamle, isimlerde değil “kafalarda” olmuş besbelli. Lakin aylarca süren kronik hastalıklar şıp diye geçmiyordu tabi... Üstelik rakip Samet Aybaba’nın son üç deplasmanından dokuz puan çıkarmış Sivasspor’u olunca ikinci yarının hemen başında beraberlik golünü yedi Fenerbahçe... O da ne?.. Bu sefer yıkılmadı Fenerbahçe. Moralini kaybetmedi. İsteğini, baskısını sürdürmeye devam etti ki, Fenerbahçe’deki “derin değişikliğin” en ciddi belirtisi bu oldu. “Sen oyna, gol gelir” meselesi... Maçın kırılma anı 61. dakikaydı aslında. Aykut Kocaman’ın Aatıf’ı çıkarıp Soldado’yu alarak forveti ikilediği ve Janssen’in gol atmak amacındaki ısrarını Soldado’nun tamamlamasının sığdığı o uzun dakika...

Hemen ardından sinirlenen Sivas’ın tek golünün sahibi Bifouma’nın marifetiyle 10 kişi kalması maça mührün vurulduğu andı... Soldado’nun üçüncü ve dördüncü golü kaçınılmazdı artık. Skor ve üç puan dışında bu maçta neler kazandı Fenerbahçe? Önce Giuliano ve Dirar yerini buldu. Etkili oynayan İsmail’in kıymeti ortaya çıktı. Savunma iyi çalışınca öne çıkabilen Roman ile hücumun güçleneceği rakip sahada sayının arttırılabileceği belli oldu. Aatıf’ın zaman zaman değerlendirilmesi gereken bir joker olduğu anlaşıldı. Yükü Valbuena’nın omuzlarına bırakmadan da oynayabileceğini anladı Fenerbahçe.

Bitmedi... Beşiktaş’ın puan kaybettiği, Galatasaray’ın yenildiği hafta rakiplerine “lige dönüş” tehdidi yolladı. Hepsi güzel ama “hakiki” olması için aynı futbolun sürmesi, galibiyetin seri haline dönüşmesi gerekir. Allah vere de Aykut Kocaman’ın bir daha gidip gelmesine gerek kalmadan devam etse Fenerbahçe’nin bu ruh hali!

Yine kalite fark ettirdi | Serdar Ali Çelikler - Habertürk

Türkiye Ligi son derece zor bir lig... Burada ayakta kalmak istiyorsanız ‘savaşmaya’ her daim açık olmalısınız. Rakipler sert oynar. Taktik ve teknik olarak yetersiz olsalar da çok mücadele ederler. Ayrıca yabancı serbestliği ile kaliteli 2-3 isim de var kadrolarında artık. Dolayısıyla şampiyonluk adayı ‘büyük’lerin taktik olarak fark yaratabilen hocalara, mücadeleden kaçmayan, korkmayan oyunculara en önemlisi kaliteyle fark yaratabilecek ayaklara ihtiyacı var. F.Bahçe dün mücadele 11’i ile sahadaydı. Kocaman ‘ne olursa olsun 3 puan’ olarak baktığı maçlardan biri olarak planlamıştı maçı ve Josef-Topal ikilisi geri dönmüştü. Hocanın amacı gol yemeyeyim, önde basayım ve bir şekilde karambolle falan gol bulayım şeklindeydi. İlk devre 44 dakika boyunca istediklerini yaptılar. Bastılar, çıkartmadılar ve karambol de buldular aslında.

Nitekim öne de geçtiler ve devreyi önde bitirdiler. 2. yarının başında ilk atakta gol yediler ama bu kez dağılmadılar. Yine basmaya ve rakibi çıkarmamaya çabaladılar. Anormal bir karambolde 2-1 buldular ve sonra devreye Yaşar Kemal Uğurlu’nun kırmızı kartı girdi. Maçın başından itibaren ev sahibinin lehine çaldığı düdükler Bifouma’yı çıldırttı. O da kırmızı görünce Sivas teslim oldu. Sonraki 2 gol tam anlamıyla Soldado kalitesi. Dünkü 3 puan, Beşiktaş’ın 2 puan; G.Saray’ın hem 3 puan hem fors kaybettiği haftada takıma moral olacaktır. Bu haftayı iyi geçirecekler. Muhtemelen krizdeki hocasız Antalya’yı da yeneceklerdir. Ama takımın mutlak kalite takviyesine ihtiyacı var. Soldado her zaman böyle boş alan bulamaz, bir çiçekle (Valbuena) ile de bahar gelmez. F.Bahçe bilhassa deplasmanlarda çok zorlanmaya devam edecektir. Devre arasına kadar kalan 5 maçta 13 puan alıp devre arasında ciddi takviye yaparlarsa şampiyonluk için ümit doğabilir.

SOLDADO
İspanyol forvetler bu ligde çok iş yapmıyor. Ancak dünkü gibi alan bulduklarında kaliteleri otaya çıkıyor. Sağ ayağının içi ve dışıyla çok kaliteli 2 vuruş yaptı.

SİVASSPOR
İyi takım olarak göründüler ama F.Bahçe’den fazla çekindiler. Bifouma hakemle polemikte iken arkadaşını oradan alıp götürecek bir kaptana da sahip değiller.

Hoş geldin F.Bahçe | Gökhan Dinç - Vatan

Bazı maçlar vardır 3 puandan daha önemli ve manidar. Bazı maçlar vardır, sistemi olmaz, başında hoca olmasına gerek olmaz. Bazı maçlar vardır Van Persie (o olmasa da olur) Valbuena, Isla, Alper, Neto’ya gerek olmaz. F.Bahçe dün gece öyle bir maça çıktı. Sahada kadroya yazılmış oyuncuların taşıdıkları formanın ağırlığını bilmesi gereken bir maçtı.

Maçın başlama düdüğü ile birlikte rakibine baskı kuran, sürekli ikinci bölgede topu kendisinde tutan, deneyen, gerekirse topu bile ısıran bir oyun anlayışı gerekiyordu. Öyle de oldu ilk yarıda. Sivasspor’un Samet hoca ile yakaladığı ivmenin karşılığını bulamaması için F.Bahçe, F.Bahçe gibi oynadı ilk devre.

Kaldı ki bizim ligimizde F.Bahçe, G.Saray, Beşiktaş, Trabzonspor gibi takımların forması bile 2 puan. Biraz içinde durduğun formaya uygun mücadele edersen bu ligi ilk 3 içinde bitiriyorsun. F.Bahçe dün gece olmayan öz güvenini arttırmak için güzel şeyler denedi. Deneyenlerin basında Aatıf, Janssen ve Giuliano vardı. Özellikle Aatıf, F.Bahçe adına oyunu hücum bölgesine taşıyan isimdi.

TRİBÜNLER DOLARDI!
İlk yarıda oynanan futbolun karşılığı aldıktan sonra 2. yarının başlama düdüğü ile skor eşitlenince bile iştahında azalma olması F.Bahçe’nin. Bu futbol anlayışı ile sahada sezon başından bu yana mücadele etseydi ve bu kadar geride kalsaydı tribünler dopdolu olurdu. Tek eksik takım olma kazanma arzusuydu. Dün gece bunların ikisini de gösterdi takım. Hatta saha kenarında, savunma ağırlıklı futbol anlayışı nedeniyle eleştirilen Aykut hoca bile, 60’ta Aatıf-Soldado değişikliği ile ilgili forvete döndü. Demek ki neymiş? İstemek ve istediğini rakibine göstermek yeterli oluyormuş. Şimdi lig F.Bahçe için yeniden başlıyor. Ama bu başlangıç kredisiz bir başlangıç.

Sonuca bir de buradan bakın | Gürcan Bilgiç - Sabah

Çok zorlu ve gergin geçen iki haftadan sonra, maç saati geldi. Daha Beşiktaş ve Galatasaray puan kaybetmemişken, önce Aziz Yıldırım çıktı oyuncuların karşısına;
"Ben size güvendim" dedi ve devam etti; "Eğer bundan sonra gelen sonuçlar bizi mutlu etmezse, gelecek günlerde siz de mutsuz olursunuz." Aziz Başkan'ı tanıyanlar, bu fikrini aslında hangi cümleler ile ifade ettiğini de hayal edebilirler.

Aykut Kocaman için de kolay günler değildi. Mutlaka kazanması gereken bir maça çıkmıyordu sadece, aynı zamanda dört önemli oyuncusunun yokluğunda, geçen seneden daha "sıradan" hale gelen kadrosunu başkalaştırmak zorundaydı.

Futbolcu grubu ise farklı bir durumun eşiğindeydi. 4,5 aydır beraberlerdi ama ilk kez tesisler dışında birbirlerini gördüler. Ali Yıldırım ve Önder Fırat'ın organizasyonunda aynı masanın çevresine oturdular, konuştular ve her şeyden önemlisi; tanıştılar. Bir ispatın peşindeydiler ama bunu başkalarına karşı değil, kendileri için yapacaklardı. İyi bir takım olduklarını önce birbirlerine göstermeleri gerekiyordu. Bu aklın ve fikrin yerleştiği bir ruhla Kadıköy'e geldiler, sahaya çıktılar. Dolayısıyla, sahada iyi oynayan bir takım değil, hırsla koşan-isteyen oyuncular bekliyordum. Devre bittiğinde en çok koşan ilk üç isim (Dirar, Giuliano ve Aatif) forvet hattından olunca, sadece gözlemlerimiz değil, matematik de beklentimizi doğruladı. Size maçı, Soldado'yu, Aykut Kocaman'ın analizlerini veya performansları anlatmadım dikkatinizi çekerseniz. Çünkü bunlar göreceli değerlendirmeler.

Birisi kaçırır, birisi çalım yer, diğeri kötü pas atar veya atmaz. Bunlar gördükleriniz. Aslında bu maçı kazanan, görmediğiniz, bilmediğiniz yaşananlar, markajlardır. Maçın kahramanı olarak üç gol atan Soldado'yu ilan edeceklerdir. Doğrudur. Ama Volkan Demirel'in liderliği, Josef De Souza'nın müthiş eforudur aslında görünmeden, hissettirmeden galibiyeti tuğlalayan. Ve yine demek isterim ki; "Ağabey geri döndü..."

Fenerbahçe nihayet kazandı | Ziya Şengül - Star

Fenerbahçe bıçak sırtında bir maça çıktı. Sivas karşısında etkili ve baskılı oyuna başladı. Belki de çok pozisyon bulamadı ama bir pozisyon buldu, onda da Dirar ayağının içiyle sert ve temiz bir plaseyle Fenerbahçe’yi öne geçiren golü kaydeden oldu. Büyük takım futbolcularını böylesi psikolojik bir durumda, ortaya koyacakları futbol her zaman merak konusu olmuştur.

Tüm Fenerli futbolcular ilk yarıda, oyun disiplininden kopmadan, takım savunmasıyla birlikte, çabuk, hücumda çoğalan, rakibine üstünlük sağlayan gözüktü. İlk yarıdaki istekli ve arzulu futbol sergileyen Fenerbahçe, geçmiş maçlardaki durağan ve silik futbolundan uzaklaşarak bir gol attı ve bu attığı golle ilk yarıyı noktalamış oldu. Sivasspor son haftalardaki başarılı futbol ve kazanan takım olarak yüksek moralle Fenerbahçe karşısına çıktı, son 5 maçta 4 galibiyet alan Sivasspor maçın ilk yarısında beklenen futbolu sergileyemezken, Fenerbahçe karşısında da pozisyon bulmakta bir hayli zorlandı.

İkinci yarının hemen başında Bifouma ile Sivasspor maçı eşitleyen golün sahibi olurken, Fenerbahçe kalesinde görmüş olduğu bu golle adeta şok yaşadı. Hemen ardından şokdan çabuk kurtuldu ve maçı domine ederek galibiyete ulaşan taraf oldu. Janssen’in Sivas kalesi dibinden kafayla kaçırmış olduğu gol saç baş yoldurdu. Hemen ardından oyuna giren Soldado ikinci Fenerbahçe golünü atarak tekrar Fenerbahçeyi öne geçirdi.

Sivassor’un golünü kaydeden Bifouma hakeme itirazından gereksiz kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bıraktı. Nihayet Roberto Soldado’nun üst üste attığı golleri gören olduk. Üçüncü ve dördüncü Fenerbahçe gollerini de atarak hem kendisi hem de Fenerbahçe moral bularak skora koştu.

Soldado hocanın elinde güçlendi | Rıdvan Dilmen - Sabah

Cuma günü Beşiktaş'ın Akhisarspor ile 0-0 berabere kalması, Cumartesi günü de Galatasaray'ın Başakşehir'e 5-1 yenilmesi, Fenerbahçe'nin coşkusunu ve iştahını açtı... Gitti denilen şampiyonluk yarışında yeniden 'Olabilirim' ihtimali doğdu. Fenerbahçe; oyuna sert, sıkı ve önde baskıyla başladı... Son üç deplasmanında kazanan bir takıma karşı fiziksel baskı kurmak kolay değildir. Sivasspor, ikinci yarının başında göbekten müthiş ikiye birle girdi ve beraberlik golünü buldu. Ardından Aykut Kocaman çift forvete döndü. 2-1'lik skor da geldi... Sivasspor'un golünü atan Bifouma'nın kırmızı kartla oyundan atılması açıkçası Fenerbahçe'nin işini kolaylaştırdı. Ancak şunu da söylemek gerekir, Fenerbahçe galibiyeti fazlasıyla hak etti. Dün akşama kadar golü olmayan Soldado'nun hat-trick yapması, hem oyuncunun moralini yükseltti hem de gelecek maçlar için Aykut Kocaman'ın elini güçlendirdi. Aykut Hoca, dün gecenin ardından önümüzdeki hafta Antalyaspor ile deplasmanda oynanacak maça Soldado ile başlar diye düşünüyorum. Fenerbahçe kazanması gereken bir maçtan üç puanla ayrıldı. Özellikle de maçın sonuna doğru iyi ve coşkulu oynayarak en azından taraftarıyla barışma yoluna gitti. Teknik adamların tarzları farklıdır. Bazıları takımı çabuk çözer ve sonuca giderler. Bazıları ise bir sistem oturtmaya çalışır ve zamana ihtiyaç duyarlar. Aykut Kocaman da bu kategoride...

Sonraki iki maçı kazanmalılar
Bu galibiyet çok önemli, ancak Fenerbahçe'nin dönüşü üst üste oynanacak Antalyaspor ve Kasımpaşa maçlarıyla gelir. Bu maçları mutlaka kazanması gerekiyor.. Aykut Kocaman geçen haftaya göre mecburiyetten farklı oyuncuları sahaya sürdü. Tipik 4-3-3 dizilişinden 4-2-3-1'de dönmek zorunda kaldı Mehmet Topal'a görev verdiği için. Tahmin ediyorum Valbuena geldiğinde Fenerbahçe bu kadroya dönecek yavaş yavaş... Önümüzdeki hafta Janssen oynar mı bilmiyorum ama Valbuena dönerse onu solda kullanacak gibi geliyor bana. Kocaman'ın Janssen'i kenara çekip, Ekici'yi oyuna sokması korkaklık değil... Sayı avantajını forvetten çıkarıp, orta sahaya adam alarak da sağlayabilirsiniz.

Aykut Hoca bana anlattı!

Kocaman'ın teknik yorumları, saha dışında, maç öncesi ve sonrası konuşmaları farklı değildir. Kendisiyle yaptığımız sohbette bana böyle çıkacağını söylemişti. Mesela Ozan'ın sakat olmadığını söyledi. Tamamen sertleştirmek istedi oyunu. Osmanlıspor maçı sonrası 'Gereğini yapacağım' cümlesi, istifası anlamına geliyordu. 'Kendimi mahcup hissettim' dedi. Bu çok önemlidir. Fenerbahçeliliğini gösterir. Hafta içinde özellikle Başkan Aziz Yıldırım, Ali Yıldırım, Hasan Çetinkaya'nın da katıldığı takımla toplantılar yapıldı... 'Taraftarlar, 50 lira, 100 lirasını biriktiriyor maça geliyor. Bu parayı sizin için veriyorlar' şeklinde motivasyon konuşması yapıldı. Bu klasiktir ama zamanlaması önemli.. Bu birliktelik suni olmamalı.

Kocaman moral | Faik Çetiner - Habertürk

Maç Fenerbahçe için yeniden zirveye tutunma ve şampyonluk hesapları yapma 90 dakikasıydı. Öyle ya Beşiktaş evinde 2 puan bırakmış, Galatasaray hezimete uğrayıp dağılmıştı. Milli arayı çalkantılı geçiren, Kocaman’ı tartışan Fenerbahçe için oyun 3 puanın da ötesinde bir maçtı. Puan cetvelindeki yeri, deplasman başarıları ile Sivas ciddi bir rakipti. Moralsiz Fenerbahçe’nin çok da önemli eksikleri (Valbuena, Isla, Neto, Alper Potuk) vardı. Kadrolar açıklandığında tribünde homurdanmalar, sosyal medyada yazışmalar başladı. Hocası ile problem yaşadığı iddia edilen Mehmet Topal ilk 11’de, Ozan ise kulübedeydi. Yani uzun bir aradan sonra Josef ile Mehmet Topal buluşmuştu.

Oyunun ilk 45 dakikasında Fenerbahçe rakibine pek göz açtırmadı. Çok iyi mücadele etti, alan daralttı, pres yaptı, çabuk atağa kalktı. Orta alanı kalabalık tutan Fenerbahçe’de Giuliano bu defa hareketli, Janssen ise takımının en isteklisiydi. İki bek, Şener ve İsmail, hücuma katkı yaparak oynadılar. Mehmet Topal, Josef ve Aatif ile orta alanı rakibe kapatan Fenerbahçe’nin golü ise sahada olumlu işler yapmayan Dirar’dan geldi. Golü atınca haftanın kötü görüntüsü de unutuluverdi.

İlk yarının en dikkat çeken özelliği rakibin, rakip kale önüne pek gidemeyişiydi. Sivas’ın tek atağını devre biterken gördük. Ama aynı Sivas, ikinci yarıyla birlikte golü buldu. Neustadter ve Skrtel’in arkasına atılan topta Bifouma, düzgün bir vuruşla eşitliği sağladı. Şok golle maçın gidişatı değişir diye düşündük. Aykut Kocaman, risk alıp ilk hamlesini çabuk yaptı. Aatif’ı dışarı alıp kulübede unutulan Soldado’yu sahaya sürdü. Fenerbahçe artık sahada çift santrfor görünümlüydü. İşin ilginç yanı, Soldado oyuna girdikten 1 dakika sonra takımını galibiyete taşıyan golü attı. Attığı golle takımına ümit getiren Bifouma ise gördüğü bir sarı kartı mesele yaptı. Bir kart daha görüp kızardı. Bu aynı zamanda takımının da ipini çekmesiydi. Tek farklı yenilgiye rağmen sahada sinirlerine hakim olamayan Sivas’a sonunda da ağır bir fatura çıktı. 10 kişilik rakibi karşısında rahatlayan Fenerbahçe’de moralli Soldado, iki gol daha atıp hat-trick yapınca Kadıköy’de tribünlere de keyif geldi. Sonuçta her şeye rağmen zor bir 90 dakikaydı. Alınan galibiyet hem Aykut hocaya hem futbolculara hem de attığı gollerle Soldado’ya kocaman bir moral oldu. Bakalım bu moral ve hızla Fenerbahçe yeniden havaya girecek mi? Onu da Antalya’da göreceğiz.

HAFTAYA OYNAR MI?
Dünkü maçta son 30 dakikada oyuna giren ve hat-trick yapıp döktüren Soldado, haftaya ilk 11’de sahaya çıkar mı?

SEYİRCİ NEDEN YOK?
Beşiktaş evinde 2 puan bırakmış, G.Saray bozguna uğramış ama Kadıköy yine tenha! Seyirci sizce kimi protesto ediyor?

Soldado’nun dönüşü - Oktay Derelioğlu (Takvim)

Sivasspor'u evinde farklı mağlup eden Fenerbahçe çok kritik bir galibiyet elde etti.
Şampiyonluk yarışındaki rakipleri Galatasaray'ın yenildiği, Beşiktaş'ın ise berabere kaldığı haftada hanesine 3 puanı yazdıran Sarı-Lacivertliler, yeniden iddialı konuma geldi.
İstifa kararından vazgeçen Aykut Kocaman, lige verilen milli arayı iyi değerlendirdiğini gösterdi. Eksik oyuncuların fazlalığına rağmen Fenerbahçe dün çok etkili bir futbol ortaya koydu. Sezon başından bu yana golü bulunmayan Soldado da attığı 3 golle Fenerbahçeli taraftarlara geç de olsa "Merhaba" dedi.
Soldado'nun attığı goller birbirinden güzeldi. İspanyol golcü bu formunu sürdürse takımın 1. forveti olacağını kanıtladı. Sarı- Lacivertliler, Sivas galibiyeti ile üzerindeki karabulutları da üzerinden atmış oldu. Alınacak seri galibiyetler Fenerbahçe'yi devre sonuna kadar puan cetvelinde çok daha iddialı konuma taşıyabilir.

MAÇIN iYiSi SOLDADO
Attığı gollerle takımına 3 puanı getirdi.

MAÇIN EN KÖTÜSÜ HAKAN
Sivas'ın orta sahası çok zayıf kaldı.

Canlı Skor


Takım
O
Av
P

En Çok Aranan Haberler