BİZE ULAŞIN
Akılları sıra moral bozacaklar. Ülke bütünlüğünü yakalayacaklar. Bu kokuşmuş davranışı çözmek için devreye Beşiktaş’ın başkanı onun üstüne Başkonsolos giriyor da öyle çözülüyor olay.
Nereden bakarsan Avrupa şımarıklığı ve nereden bakarsan ahmakça. Bahaneleri de hazır. Ülkenin içinde bulunduğu karışık ortam. Bu arkadaşlar ‘derviş dervişe ne yaparmış’ bilmiyorlar her halde.
Rövanş maçından önce Türkiye’ye Sırbistan’dan kim giriş yaparsa bekleteceksin. Uğraştıracaksın. ‘Ne oluyor’ diyene ‘İŞİD, Kobani’ diyeceksin. Yetmedi ‘Rihanna’yı bile 6 kere soydular’ diye direteceksin.
İyice uyuz olsunlar. Sırf Sırbistan değil. Almanya, Hollanda, İngiltere havalimanlarında senelerce eziyet ettiler Türk vatandaşlarına. Senelerdir Türk halkına reva görülen bu sisteme, Sen de aynı mantıkla cevap vereceksin ki
Anlasınlar, Anyayı, Konyayı…
Senelerdir televizyonlardaki hava durumlarında‘Balkanlardan gelen soğuk hava dalgasının’ ülkemizi etkileyeceğini duyarız. ‘Bu sefer biz gidelim’ dedik. Ne Balkanlar’ın hava soğukluğu Ne de Sırp taraftarların, soğuk sıcaklığı…
İçimizi tek bir şey ısıtabilirdi. O da Beşiktaş’ın güzel futbolu. Yağmur suyunu yemiş sahanın ağırlığında Beşiktaş formasının ağırlığını seyretmek daha bir zevkli oluyordu.
İlk çeyrekte aynı beklediğimiz gibi Gökhan’ın hırsına ve sol ayağından çıkan şuta alkış tuttuk. Daha onun heyecanı geçmemişti ki bu sefer Veli’nin ayağından çıkana şapka çıkarttık.
Gökhan’ın yağmurla yarışı devam ediyordu. Yağmur hızlandıkça, Gökhan da süratleniyordu. Bir ara yağmuru geçti ama bu sefer de direğe takıldı. Balkanlar’ın soğuğu yağmurun bereketiyle birleşince ortaya Demba’nın secdesi çıktı.
Bu arada Atiba’nın bir ceza sahası içi mücadelesinde çekilmesine karşı, düşmemek için direnmesini de Burak Yılmaz’a ithaf ediyorum.
İkinci yarıda 2-0’a yaslanmayan Beşiktaş’ı seyrederken; Üçüncü golde yağmur pes etti, dörtte Belgrad. Tribünlerde ‘Seviyoruz seni canı gönülden’ sesleri, ve gözlerimde sevinç gözyaşları. (akşam / alen markaryan)
